3 Kasım 2013 Pazar

Yağmur Keyfi

Tchibo her hafta yenilenen temaları, modayı kaliteyle bütünleştiren ürünleri ve lezzetli kahveleriyle sevdiğimiz markalardan biri.

Bir Tchibo mağazasına girdiğinizde sizi karşılayan harika bir kahve kokusu duyuyorsunuz. Ürünlere bakmak için sabırsızlansanız bile kahve standının önünden güç bela ayrılıyor ve ürünlere doğru yöneliyorsunuz. Ürünlerin hemen hemen hepsi keyifli renklerde ve tarz ürünler. Üstelik hepsi birbirinden kaliteli ve dayanıklı. Tchibo ürünlerinin kalitesi, alanında uzman kişiler tarafından çok sıkı ve acımasız testlerden geçiyor ve sadece testi geçebilenler satışa sunuluyor.

Gelelim Tchibo’nun bu haftaki temasına; Yağmur Zamanı. Dışarıda deli gibi yağan yağmuru izlemekten vazgeçin ve dışarı çıkın! Kuytulara saklanan kedileri, saklandıkları yerlerden çıkan salyangozları ve çatılarda inci tanesi gibi parlayan yağmur damlalarını izleyin, fotoğraf çekin... Hem de bir damla bile ıslanmadan! Su ve kir geçirmeyen doğayla dost Ecorepel ürünler, su ve kir tutmayan BIONIC FINISH ECO malzemeden kumaşlarla yağmur çamur demeden yağmuru keşfetmeye hazırsınız!

Yağmur Zamanı temasındaki tüm ürünler birbirinden güzel ama dolabınızın olmazsa olmazı olacak ve “Ben bunca zaman bu olmadan nasıl yaşamışım?” diyeceğiniz birkaç ürüne özel olarak yer verelim. Yağmurda bisiklet sürmeniz için harika bir Unisex Panço Yağmurluğu bu temada bulabilir hatta bir de Yağmur Çizmesiyle kombinasyon yaparak yenilmez bir yağmur tutkunu olabilirsiniz. Yağmur şapkası ve her mevsim giyebileceğiniz 3’ü 1 arada montlara da göz atmayı ihmal etmeyin.

Yağmur Zamanı temasında bunlardan başka birçok ürün daha bulunuyor. Daha ayrıntılı incelemek için Tchibo.com.tr’ye tıklayıp, keşfe başlayabilirsiniz. Aynı zamanda 444 28 26 numaralı Telefonla Sipariş Hattı’ndan da alışveriş yapabilirsiniz. Şöyle keyifli bir alışveriş yapıp, sonrasında da kahveyle yorgunluk atmak isteyenleri, çalışanlarının yüzünden gülümseme eksik olmayan Tchibo mağazalarına davet ediyor ve ekliyorum yeni temalardan herkesten önce haberdar olmak için Tchibo Facebook (https://www.facebook.com/tchiboturkiye) sayfasını beğenebilirsiniz. Keyifli alışverişler!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Eylül 2013 Perşembe

Dolu dolu Eylül Ayı

                 Bloguma tekrar hoşgeldiniz.
      Bu kapı süsünü kuzenimin yeni doğan oğlu Direnç Ali'nin misafirleri için hazırladım. Daha hazırlayacağımız mevlüt sepetimiz, şekerlerimiz ve tepsimiz de var ama bunu şimdiden paylaşayım dedim. Çünkü bebeğin doğduğu günden itibaren evin kapısında yerini aldı bile. 
 İki hafta önce küçük bir haftasonu kaçamağı olarak eşimle birlikte Çanakkale'ye gittik. Eşim üniversiteyi orda okumuş. Ve o kadar güzel dostlar edinmiş ki... Bizi evlerinde misafir eden Hülya abla ve Ali abi dünye tatlısı insanlar. Hülya abla'nın bizim için hazırladığı yatağa bakarmısınız? Yoldan dolayı çook yorgun olamama rağmen yatağın üzerindekileri kaldırıp yatmak bir türlü içimden gelmedi.
 Sabah erkenden kordonda yürüyüşümüzü yapıp, deniz kenarında çayımızı içtik.
Dark'ı da bu geziye dahil ettik ve hiç pişman olmadık. Gittiğimiz bütün mekanlarda Dark'a çok iyi davrandılar ve o da çok mutlu oldu.
Truva atının önünde baba oğlu poz verdiler :))
 Meşhur Aynalı Çarşının aynalarının önünde bende oğluşla poz verdim.
 Gitgide büyüyor bebişim.
 Geçtiğimiz hafta sonu ise eşi çalıştığı için bende babamla birlikte annemin yanına Ödemiş'e gittim. Yine bol gezmeli bol yemeli içmeli harika bir haftasonu geçirdim. Her ne kadar çok çabuk yorulsam da yerimde pek duramıyorum bu aralar.

Pazar günü hep birlikte Gölcük'te eşsiz manzaranın eşliğinde gölün kıyısında kahvaltı yaptık. 
Yukarıdaki fotoğrafta kahvaltıda yenen Ödemiş'in meşhur katmeri (solda) ve Töngül pidesi (sağda) var.
 Dolu dolu geçti Eylül'ün ilk yarısı benim için. Bakalım diğer yarısında neler olacak.
Sevgiler.



30 Ağustos 2013 Cuma

Artık 2+1 oluyoruz


     Merhaba,  
     Hemen hemen 6 ay olmuş blogumda hiçbir şey paylaşmayalı. Paylaşamadım çünkü aldığımız bebek haberi ve sonrası yaşanılan ilk ay zorlukları hayatımızı alt üst etti. Nihayet 22.haftanın sonunda yeni yeni kendime geliyorum. Güç toplamak için uyumaktan ve düşünmekten fırsat bulabildikçe yazarım yine.
    Ama bundan sonra zamanımın çoğu galiba OĞLUM'un olacak :))
   Sevgiyle kalın...

6 Mart 2013 Çarşamba

Bizim Ailenin Dukan Halleri

      Merhaba;
      Dukan diyetinde eşimle birlikte 12.günü geride bıraktık. Ben 3,5 kg, eşim ise 6 kg verdi. Rakam çok fazla di mi? Ama diyetle ilgili araştırma yaparsanız bu kilonun aslında ödem olduğunu anlayacaksınız.
     Bu süreçle ilgili yazılarımı paylaşmak için yeni bir blog açmanın uygun olacağını düşündüm. Bundan sonra dukanla ilgili yazılarımı orada yayınlayacağım. Takip etmek isteyenler için: http://dukandiyetimiz.blogspot.com/ Beklerim. :) 

2 Mart 2013 Cumartesi

Mutlu Hafta Sonları


Havalar hızla ısındı yine İzmir'de. 
Bugün 15 derece.
Bahar geldi, hoşgeldi şehrimize...
Korkuyorum tekrar soğur mu diye.
İzmir'in havasına güven olmaz :)


Şu sıralar bu kitabı okuyorum.
Tunus'ta ve Ortadoğu'da geçen bir kadın hikayesi.
Bir arkadaşımın hediyesi bu kitap sürükleyici olmasına sürükleyici ama....
Bir de bolca zamanım olsa!
Camın kenarında, bir fincan çay eşiliğinde okusam da okusam...

Keşke!
Şimdi okuldayım bugün veli toplantımız var da...


Mutlu hafta sonları!
Güzel havanın tadını çıkarın.

Not: Bu fotoğraflar instagram'dan. Artık " sevcanb " kullanıcı adıyla bende ordayım. Beklerim. 

28 Şubat 2013 Perşembe

Kartpostal


Bir gün posthane'ye gitmiş sevgili.
Posthane'nin 14 Şubat için özel hazırladığı kartları görmüş orada.
Sürpriz yapmak istemiş sevgilisine.
Hemen almış birini.
Arkasına yazmış "Bu yıl daha önce yapmadığım şeyleri yapmak istedim. Seni Seviyorum.".
Tam gününde adresine ulaşarak, sevgilisini şaşırtıcağını düşünmüş.
Aradan günler günler geçmiş.
Kartpostal'dan haber yokmuş.
Tam 12 gün sonra beraber akşam eve geldiklerinde, posta kutusunda birşeyler görmüş sevgili.
Hemen "Birşeyler var galiba, açıp baksana demiş." sevgilisine.
"Amaaan, boşver şimdi kesin reklamdır, ilandır. Hiç uğraşmayalım, hadi yürüyelim." cevabını almış.
Israr etmiş sevgili, eminmiş çünkü gelenin onun kartı olduğundan.
Sevgilinin ısrarlarına dayanamamış, açmış posta kutusunu.
Karşınında aşk kuşlarının olduğu kartpostalı görünce, lamba yanmış birden beyninde.
Hemen gözleri dolmuş.
Sarılmış sevgiliye.
Öpmüş sevgiliyi.
Ama nerden bilecek ki 14 yıldır, ne bir mektup almış, ne de kart. E-postalara, SMS'lere alışıkmış artık o.
"Posta kutusu fatura ve reklamlar içindir." diye düşünmüş.

Geçen zamana bu kadar mı çabuk ayak uyduruyoruz?
Posthane bile alışık olmadığından günler günler sonra getirmiş kartpostal'ı....

Bu geleneği unutmamak için, posthane'nin önünden geçerken siz de bir kart atın. Eşinize, dostunuza, annenize, babanıza, kardeşinize, oğlunuza, kızınıza...
Hatta...
Kendinize...

Herkese kocamaan Günaydınlar Efendim. :))

27 Şubat 2013 Çarşamba

Dukan'da Son Durum -2,5kg


Merhabalar Efendim,
23 Şubat Cumartesi günü başladığımız Dukan Rejiminde ben ilk dönem olan Atak sürecinin sonuna geldim. Eşimin ise 2 günü daha var. Atak süreci boyunca günlük olarak sadece sınırsız protein, 1,5yemek kaşığı yulaf kepeği ve 1 yemek kaşığı goji berry yedik. 4 günlük bu sürenin sonunda ben tartıda 62 kg'dan 59,5'a düştüğümü gördüm bu sabah. Bu büyük bir mutluluk :))
Eşim ise daha da hızlı çıktı ve 105 kg'yla başladığı atak sürecinde şu anda 100 kg'ya inmiş durumda. Yani -5kg.
Yanlız şunu unutmamak gerekiyor bu verdiklerimiz tam olarak geri alınmayacak kilolar değiller. Bu süreçte izlediğiniz beslenme tarzı nedeniyle vücudunuz biriken ödemleri atıyor. Ellerinizde, bacaklarınızda, ayak bileklerinizde ve yüzünüzde bulunan şişlikler iniyor. Kendinizi hem aynada hem tartı da daha ince ve hafif görebiliyorsunuz. Eeee! böyle bir durumda motivasyonunuzun artmaması mümkün mü? O zaman tam gaz devam...

Bu dönemin sonuna gelmiş biri olarak Dukan Diyeti Atak Dönemiyle ilgili izlenimlerim nasıl mı? Şöyle ki...

  • İlk olarak hızla kilo verdiğiniz için çok eğlenceli.
  • Sınırsız protein yeme hakkınız olduğu için hiç acıkmıyorsunuz.
  • Vücuttaki ödem atıldığı için el, ayak ve yüzünüzdeki şişlikler iniyor, siz kendinizi daha güzel hissediyorsunuz. :)
  • Yorgunluk hissinin aksine, daha az uykudan daha fazla verim alıyorsunuz. Sabahları son derece dinç uyanmaya başlıyorsunuz. (En azından hem eşin hem ben böyle hissettik.)
  • Tuz miktarını az tutmamıza rağmen çok susadık, dilimiz damağımız kurudu resmen. Bu nedenle kolayca günde 2 lt su içtik.
  • Beni zorlayan en önemli şey, yiyeceklerin tüketilmesinin sınırsız olmasına rağmen, çeşit olarak sınırlı kalmamız oldu. İlk 2 gün "yaa biz hep yumurta ve ızgara et mi yiyeceğiz" diye düşünüyordum. Ama sonra ki günlerde çeşitli çorbalar, krepler ve ekmekler denedim. Hepsinin tatını da çok sevdim. Özellikle pan cake'i. Tatlısız hayır diyenler, mutlaka denemeli.Tarifi burada. Ama genel olarak yumurta beyazı evin vazgeçilmez yiyeceği oldu. (Sarısında yağ olduğu için kolestrol tehlikesi olanlar dikkatli tüketmeli.)
  • Bir diğer zorluk ise biriken ödemleri atmak için 10 dakikada bir tuvalete taşındım desem yeridir. :)
Hadi bakalım,
Atak evresi şimdilik bu kadar. 70 günlük seyir evresine başlıyoruz :)

25 Şubat 2013 Pazartesi

DUKAN MACERASI...


    Uzunca bir ardadan sonra herkese tekrar Merhaba;
    Aslında tembel biri değil ama, iş birşeylere daha fazla zaman ayırmaya geldiğinde nedense hep blogumu 2.plana atıyorum. Burada paylaşabileceğim pek çok hikayem, ürettiğim bir sürü el emeği göz nurum, hem makinemde hem de  telofunumda onlarca fotoğrafım hazır duruyor. Ama gelin görün ki işte ben blog okumaya zaman buluyorum da bloguma yazı yazmaya... Malesef... Ama bunu değiştirmek için çaba harcayacağım. Söz veriyorum  :)


    Bahsedebileceğim bir çok şey var ama ben sizlere DUKAN DİYET'inden söz etmek istiyorum. Uzunca bir sürede bu konuda yazmaya devam edeceğim. Belki benim yazılarım bir kaç kişiyi etkileyebilir ve onlarında hayatlarında böyle bir değişikliğe yol açar. Neden olmasın ?

     Denemeden bilemezsin derler ya, bu güne kadar sustum hep, sadece araştırdım, okudum, deneyenlerle konuştum. Bunları yaparkende sevdiğim yiyecekleri ağzıma tıkıştırmaya devam ettim. 2ay süren bu sürecin sonunda eşimle birlikte bu diyetin bizim daha önce uyguladığımız pek çok diyete nazaran daha sağlıklı olduğuna, doğru uygulamayla istediğimiz kiloya düşebileceğimize ve diyet boyunca öğrendiklerimizi yaşam tarzımıza dönüştürebilirsek bunları tekrar karar geri almayacağımıza inandık. 23 Şubat 2013 Cumartesi gününü kendimize milat olarak belirledik ve o güne kadar canımız ne isterse, ne kadar isterse yedik, yedik, yedik. Bu süre içinde bazen o kadar abarttık ki sonuçta kilolarımıza 1'er kilo daha ekledik. :)
    Peki pişman oldum mu? HAYIR. İçimde hiç bir yiyeceğe karşı keşke yeseydim duygusunu hissetmiyorum. Diyete başlamadan 1 gün önce evde bu diyet süresince yiyemiyeceğimiz ne varsa topladım, onları evden uzaklaştırıp annemlere verdim. Elimin altında, gözümün önünde olmazsa, aklımda da olmaz mantığı yani. Gidip alış verişimizi yaptık. Yulaf kepeği, tatlandırıcı, yağsız et ve süt ürünleri, yumurta vs.



    VEE, Bugün 3. günümüz. Uzun süredir giydiğimde belimi sıkan pantolonumu rahatça üzerime geçirdim ve okula geldim. Karnımda o can sıkı şişkinlik duygusunu yada moral bozucu açlık hissini kesinlikle hissetmiyorum. Bunlarda insanın motivasyonunu son derece arttıran duygular.
    Sabah tartılmak istemedim. Çünkü benim atak dönemi sürem 4 gün. 4.günün sonunda sonucu öğrenmek istiyorum. Eşim ise atak dönemini 6 gün uygulayacak.
    Atak'da ne, neler saçmalıyor bu allah aşkına diyor olabilirsiniz. Ama dediğim gibi DUKAN hakkında sık sık yazılar paylaşacağım ve karar verme sürecimi, diyetin detaylarını, verdiğimiz kiloları :)), dikkat edilmesi gereken püf noktalarını, bazı kolay yemek tariflerini sizlerle paylaşacağım. Açılış için şimdilik bu kadar olsun.
Hoşçakalın.

Beni beklemeden daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, diyet hakkında çeşitli bilgiler, tarifler ve hikayeler bulabileceğiniz bazı site ve bloglardan örnekler:
http://www.dukandiyetitariflerim.com/
http://www.ilkayindukanlezzetleri.com/
http://edadukancan.blogspot.com
http://www.dukanella.com/
http://markakkb.blogspot.com/ (XXL'dan XS'a bir yolculuk hikayesi)
http://alevindukanyemekleri.blogspot.com/
http://www.dukan-ing.com/ (Öncesi-Sonrası hikayelerinin yer aldığı bir blog. Tam bizlik :)

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bu Bir Deneme Yazısı Gibi



 Sevgilimin hediyesi yeni oyuncağım minimle ilk post denemem. Bakalım başarılı olacak mıyım?

Bu arada bendeki son durum bu foto...
Merak edenlere...
Sevgiyle kalın. ...

14 Şubat 2013 Perşembe

Happy Valentine's Day :))


Yüreğinde herhangi bir canlıya karşı sevgi tohumları yeşerten herkesin
Sevgililer Günü kutlu olsun!







Not: Bizim fotoğrafımız dışındaki tüm fotoğraflar netten alıntıdır.

5 Şubat 2013 Salı

Hello Kitty :)

Pırıl pırıl İzmir sabahından kocamaaan Günaydınlar efendim!


Henüz sizinle paylaşamadığım o kadar çok çalışma var ki...
Zaman mı bulamıyorum, yoksa üşeniyor muyum bilmiyorum.
Bu Kittycik de onlardan biri. 
Kendi kocaman ama ruhu hep çocuk olan bir Hello Kitty hayranı arkadaşım için hazırladım onu.
İkea'nın çerçevesinin içinde de pek şık durdu bence.
Baktıkça mutlu olması dileğiyle teslim edildi sahibine. 

Hoşçakalın.


31 Ocak 2013 Perşembe

Ayva Reçeli Yaptım! Oldu :)

Hepinize merhaba;
Bu aralar malum yarıyıl tatilindeyiz ya evdeyim. 
Pek bi keyfime düşkünüm.
Sabahları evi toplayıp, günlük işleri hallettikten sonra,
Biraz puzzle keyfi...

 Biraz kanaviçe aşkı...


Derken bitiriyorum günleri. 
Ne yalan söyleyim şimdi,
evimde böyle uzuun zaman geçirmeyi özlemişim valla.


     Bu arada ayva reçeli yaptım salı günü. Benim ilk kez doğru dürüst yaptığım reçel oldu kendisi. Ve bu nedenle ilk reçelimin heyecanını sizinle paylaşmak istedim. Reçelde de ne var demeyin, pek çoğunuz bu işin ustası olmuş olabilirsiniz ama, benim gibi ilk kez deneyecek birileri varsa yardımcı olabilirim belki.
Gelelim tarifimize;

  • 1kg ayvayı kabuklarını soyup, minik minik doğradım. Benimkiler küp küp. İsteyen istediği gibi doğrayabilir. Doğradıklarımı limonlu suya attım ki hepsini hazırlayana kadar diğerleri kararmasınlar.
  • Limonlu suyun içinde ki ayvaların suyunu süzüp tencereye koydum. Ayvaların çekirdeklerini de göbek kısımlarıyla beraber ekledim. Bu kısmı ayva reçeline kırmızı rengini ve jöle kıvamını verecek. Ve 2 bardak suyla ayvalar yumuşayana kadar haşladım.
  • 5 bardak toz şeker, 15 tane karanfil, 3 adet çubuk tarçını yumuşayan ayvalara ekledim.
  • Kısık ateşte kıvamı koyulaşana kadar pişti kendileri. Yaklaşık 1 buçuk saatten biraz daha fazla sürdü diyebilirim.
  • Sonrası mı, Reçelin içine attığım göbek kısmını çıkardım, reçelimi kavanozlara koydum ve her an yenmeye hazır olarak rafa kaldırdım :))
Afiyet olsun!


11 Ocak 2013 Cuma

Masal Kuşu Blogger'a Katıldı!

Herkese Merhaba;
2013 bir geldi pir geldi bizim eve. Ben yine hasta oldum, eşim yine kum döktü, uykusuz geceler geçirdik. Bu nedenle 2 haftadır sesimi duyuramadım sizlere. Ama bu arada öyle pek de boş durmadım hani. Fotoğraf makinesinde bir çok resim birikti. Ayrıca resmini çekemediğim şeyler de var. Sanırım bazılarını bu haftasonu sizlerle paylaşacağım.
Bu arada hatırlarsanız geçtiğimiz yaz oluşuturduğumuz Masal Kuşu Organizasyonu sizlere duyurmuştum. Web sitesi ve facebook sayfasından sonra şimdi de blogger'da bir sayfa oluşturduk. Blogger da birşeyler paylaşmak daha kolay ve keyifli oluyor benim için.
Bundan sonra Masal Kuşu'nun marifetlerini
 www.masal-kusu.blogspot.com sayfasından paylaşacağım.
Nehrin kıyısından ise kişisel blogum olarak kalmaya devam edecek.

Sevgili dostlarım, sizleri www.masal-kusu.blogspot.com sayfamızı ziyarete bekliyoruz.
 Sevgiyle kalın...