17 Şubat 2011 Perşembe

Başarıya Ulaşma Yolları



16 Şubat 2011 Çarşamba tarihinde gazetede yayınlanan yazım...

Okullar tekrar açıldı. Tatile alışan bedenlerimizi ve zihnimizi tekrar çalışmanın temposuna alıştırmak için çaba harcamamız gerekiyor. Asılnda tatil fikrine okuldan çıktığımız anda nasıl alışabiliyorsak, tekrar okula dönme fikrine de o kadar çabuk alışabiliriz. Burada bizi engelleyen tek şey bizim olumsuz düşüncelerimiz. Özellikle başarısız olduğunu hisseden ve başarıya ulaşamayacağına inanan öğrenciler, tatillerden sonra tekrar okula adapte olmakta diğer öğrencilere göre daha fazla zorlanırlar. Bu durumu ortadan kaldırabilmemiz için çocuklarımızı başarıya ulaşabileceklerine inandırmamız gerekir. Sonrası zaten kendiliğinden gelişecek, başarı gelecektir.
         Başarıya ulaşmak için nasıl bir çalışma yapılması gerektiği iyi bilinmelidir. Doğru ve etkili şekilde çalışmak ve bu çalışma sürecinde sonuca ulaşmak için sabırlı davranmak gerekir. Birkaç gün süren düzenli çalışmanın sonrasında hala ilerleme kaydedemiyorum diyerek çalışmayı bırakmamak, bu çalışma stilini alışkanlık haline getirip her gün sürdürmek ve yıl sonuna kadar aynı şekilde ilerleyip sabretmek gerekiyor. Yıl içinde yapılacak bütün çalışmaların sonu ancak sene sonunda görülebilecektir.
         Başarılı olmak için etkili çalışmak dışında sahip olmamız, kazanmamız gereken üç alışkanlık vardır:
Ø      Düşünme alışkanlığı: Birey, karşılaştığı sorunlara kendisi çözüm yolları üretebilmelidir. Böyle bir davranış; gerek sınavlara hazırlık sürecinde gerekse gerçek yaşamda kişiye büyük katkılar sağlayacaktır. Kişinin kendine güvenini geliştirecektir. Kendi başına ayakta durabilmesini ve sorunlarıyla mücadele edebilmesini sağlayacaktır. Çevremizdeki insanlar, özellikle büyüklerimiz( anne-baba ve öğretmenler) birer deniz feneri, birer kılavuz gibidir. Gidilecek yer konusunda bizlere her zaman ışık tutabilirler. Ancak denizde giden bireyin kendisidir. Asıl işi o yapmalıdır. Burada anne-baba ve öğretmenlere düşen görevlerde vardır. Mutlaka karşılaşılan durumla ilgili o kişiye düşünme fırsatı tanınmalıdır. Bir insan düşünme alışkanlığını ancak ona sorumluluk verilirse kazanabilir.
Ø      Okuma alışkanlığı: Sözcük olmadan düşünmek imkansızdır. Sözcük bilgisi düşünebilme yeteneğimizi, kendimizi ifade edebilme becerimizi ve zekayı geliştirir. Bu yüzden bizler sözcük hazinemizi geliştirici çalışmalar yapmalı, bol bol kitap okumalıyız. Bilinçli bir şekilde kitap okumak ve okuduğunu anlatabilmek, hayal gücünden, sınav başarısına kadar pek çok alanda kişiliğimizi olumlu etkileyecektir. Günlük en az 30 dakika okuma alışkanlığını tüm aile bireyleri olarak edinmemiz gerekmektedir.
Ø      Kendi kendine iş yapabilme alışkanlığı: Bir öğrenci, gerek sınavlarda gerekse hayatta başarılı olmak istiyorsa kendi başına davranma yeteneğini edinmelidir. Bisiklet sürenleri kırk yıl izleseniz, kendiniz bizzat bisikletin üstüne binip onu sürmeyi öğrenmeye çalışmadıktan sonra kesinlikle bisiklet sürmeyi öğrenemezsiniz. Sınavlara hazırlanırken karşılaşılacak sorunların aşılmasında büyüklerimiz bizlere sadece yol gösterebilir, ancak onlardan sorunu çözmelerini isteyemeyiz. Burada anne baba ve öğretmenlere de yine görev düşmektedir. Öğrencinin görevlerin yapmamalı ona sadece yol göstermelidirler. Örneğin bir kelimenin anlamını soran öğrenciye kelimenin anlamını söylemek yerine o sözcüğün anlamını kendisinin bulması için yol gösterilmeli, bir problemi soran öğrenciye sorunun çözümünü yapmak yerine sadece çözüm yöntemini göstermeli, bir konuda bilgi almak isteyen öğrenciye bilgi vermek yerine bilgiyi nerede bulacağını göstermelidir. Böylece öğrenmeyi öğrenen öğrenci hayatı boyunca bu alışkanlığı sayesinde başarıyı yakalayabilecektir.
         Hem anne-baba ve öğretmenler, hem de çocuklarımızın vermesi gereken bir karar var. Anlık başarılar mı istiyoruz yoksa başarılı bir hayat mı ? İkisine de ulaşabilme yöntemleri farklı. Başarılı ve mutlu bir hayatı yaşayabilmeleri için çocuklarımıza nasıl davrandığımıza ve onlardan neler beklediğimize dikkat edelim.

       Çocuklarımız için; bilgi ve sevgiyle kalın…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder